Erbaa'nin fi̇l kiliğina gi̇rmi̇ş karincalari

Özellikle sosyal medyanın devreye girmesiyle iletişim alanındaki statükocu tayfa da birer birer tahtlarından düşmeye başladılar.

İletişim çağının en büyük nimetlerinden birisi de fikirlerin dakikalar içerisinde dünyanın arka tarafından dolaşıp en ücra köylere bile ulaşabiliyor olması.

Yani artık ben böyle söyledim böyle oldu, biz ne diyorsak o gibi bakış açıları ölüm döşeğinde.

Bu algının bekçileri ve statükonun sahipleri ise bu hızlı iletişimden oldukça rahatsızlar.

Çünkü öyle eski usül yalan dolan haberlerle toplumu uyutarak, ellerindeki kitle iletişim rantını koruma şansları kalmadı.

Bu nedenle yöntem değiştiriyorlar.

Kutuplaşmaya zemin oluşturuyorlar.

Kavgalara mekan oluşturuyorlar.

Saldırıyorlar.

Kin kusuyorlar.

Çamur atıyorlar.

Dağ keçilerine kavga ettirip, uçurumun aşağısında ilk düşecek keçiyi yemek için pusuda bekliyorlar.

Kendilerine 'gazeteci' diyen bu arkadaşlar daha bu kelimenin anlamından bile bihaberler.

Gazetecilik halkın gözü, eli, dili, ayağı ve kulağı olmaktır.

Gazetecilik paranın uşağı olmak değildir.

Elbette gazeteci para kazanmalıdır.

Ancak para haberi değil, haber parayı getirmelidir.

Bu arkadaşlar paradan habere gittikleri için iş çığrından çıkıyor.

Motivasyonu para olanın, parası bitince veya alanı daralınca saldırganlaşması da gayet doğal bir durum.

Sevgili Erbaalı gazeteci(!) arkadaşlar!

Amacınız Erbaa olsun.

Amacınız dürüstlük olsun.

Amacınız edep, adap ve ahlak çerçevesinde insanlara doğruyu iletmek olsun.

Sağa sola çamur atıp durmayın.

Filleri kavga ettirerek karıncalara menfaat sağlamaya çalışmayın.

Filler karıncalardan ağırdır.

Eninde sonunda ezilirsiniz.