CHP NEREYE GİDİYOR?

Cumhuriyetin kurucu partisi olan ve ülkenin yüz yılına damga vuran siyasi hareketlerin başında gelen CHP kuruluş felsefesinden bir hayli uzaklaşmış görünüyor.

Cumhuriyet Halk Fırkası ve onun prensipleri ile bugün geldiğimiz noktadaki CHP arasında 360 derecelik bir fark var. 

O günün CHP'si her türlü devlet dışı örgütlenmeye, her türlü isyana ve milli birliğe zarar getirecek her türlü oluşuma karşı net bir tavır ortaya koyuyordu.

Özellikle Cumhuriyet Halk Fırkası'nın 9 maddelik metni incelendiği zaman bu günkü CHP'nin ekseninin ne kadar değiştiğini çok net bir şekilde görebiliriz. 

Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı döneminde, sosyalizm, devlet ve millet meselelerinde büyük bir kavram karmaşasına giren veya sokulan CHP kendi çizgisinden çıkarak hızla HDP çizgisine sokuldu.

'Her evden HDP'ye bir oy' kampanyası ile şirazesi kaydırılan CHP seçmenine son 20 yıl içinde Altı Ok'un anlamı da hızlıca unutturuldu.

Terörist cenazelerinden çıkıp şehit cenazelerine giden omurgasız ve karanlık kişilerin CHP içerisinde önemli konumlara gelmeleri görmezden gelindi.

Halkın çok daha önemli talep ve ihtiyaçları varken, Demirtaş ve Kavala'nın avukatlığına soyundu CHP yöneticileri. Buradaki en can alıcı nokta aslında şudur; Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu'nun özgürlükleri için mücadele ettikleri kişilerin de Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için mücadele ediyor olması. Buraya daha fazla yorum katmadan sizlerin takdirlerinize bırakıyorum.

Deniz Baykal sonrası CHP'nin ideolojik olarak sistematik bir şekilde nasıl değiştirildiğini hep birlikte görüyoruz. CHP bir grup tarafından küçültüldü ve dar bir alana sıkıştırıldı. 

Ülkenin kurucu partisinin bugün HDP ile PKK'yı kınama metnine imza atmaması, 12 şehitten sonra PKK'nın oluşturmak istediği algıyı pekiştirmek adına genel yas talep etmesi ve PKK'ya yapılacak operasyon tezkerelerine 'hayır' demesi...

Tüm bu yaşananlar CHP'nin hızla milletten uzaklaştığını, 'değişim' diyerek nutuk atanların CHP'yi HDP'nin kucağına ittiklerinin ispatı niteliğindedir.

Son olarak şunu mutlaka bir kenara not edin; bu akıl ve yönetim tarzıyla giderse CHP önümüzdeki yerel seçimlerde son yılların en düşük oyunu alacaktır.

Atatürkçülük, devletçilik, halkçılık ve milliyetçilik iddiasındaki bir partinin sadece bir mezhep ve etnik bir grup üzerinden siyaset yapması halk tarafından mutlaka cezalandırılacaktır.

Tarihsel anlamda ülkenin en büyük partisi olan CHP'nin HDP çizgisinden bir an önce kendisini kurtarıp, kurucu felsefeye geri dönmesi ülkemiz için büyük kazanım olacaktır.

Umarız en kısa zamanda bu gerçekleri görürler ve HDP yerine bu millete hizmet etmeye başlarlar.

Saygılarımızla!